Ünlü şair ve yazar Sunay Akın, şiiri, kültürü ve tarihi ustalıkla birleştirmektedir. Kendimiz, hayatımız, sevdiklerimiz, çevremizdeki tüm diğer insanlar ve dersler almamız gereken tarihimiz ile ilgili farkındalığımızı artırma konusunda harika fikirler edinebileceğimiz ilham verici bir yaşam felsefesi sunmaktadır.
Ünlü şair ve yazar Sunay Akın, şiiri, kültürü ve tarihi ustalıkla birleştirmektedir. Kendimiz, hayatımız, sevdiklerimiz, çevremizdeki tüm diğer insanlar ve dersler almamız gereken tarihimiz ile ilgili farkındalığımızı artırma konusunda harika fikirler edinebileceğimiz ilham verici bir yaşam felsefesi sunmaktadır.
Sunay Akın, 1962 yılında, evlerini raflara dizili tabaklara benzettiği, yokuş aşağı koştuğu sokaklarının sonunda bir Karadeniz martısıyla çarpıştığı Trabzon’da doğdu. İlkokulu 4. sınıfa kadar bu kentte okudu. Okulun bahçesini sınıftan, derslerden, kara tahtadan daha çok sevdi. Çünkü, Trabzon’un en büyük düz alanlarından biri, teneffüslerde rahatça koşabildiği okulun bahçesiydi. İlk şiirini okuma ve yazmayı öğrendiği birinci sınıfın yaz tatilinde, evlerinin elbise dolabındaki boş bir askıya yazar. Şiirin sonunda askıya “üşümüyor musun?” diye sorar.
Sanatçının ailesi, on yaşındayken İstanbul’a göç eder. Trabzon’da, traş olduğu berber koltuğundan, aynanın üstündeki posterine hayranlıkla baktığı İstanbul’a kavuşmuştur artık… Kibrit kutularının üstündeki resimlerini ve kartpostallarını biriktirdiği İstanbul’da çocuk adımlarıyla her gün sabahtan akşama kadar bir masal kitabının sayfalarında gezinir gibi yürür. Sinema filmlerinden hayranı olduğu bu büyülü kentteki ilk arkadaşı da, o yılların çocuk yıldızı Ömercik olur. İstanbul’un Sunay Akın’a sunduğu armağan bununla kalmaz; Yeşilköy’de oturdukları dönemde, komşuları olan ünlü futbolcu Lefter tarafından mahalle takımının kalesine konur. O günden sonra da pek çok takımda kalecilik yapar. 1984 yılında yayınlanan “Kömür” adlı ilk şiiri şair ve eleştirmen Cemal Süreya tarafından çok beğenilir. Cemal Süreya günlüklerinde ve röportajlarında “düşüncenin lirizmi” olarak öne çıkan şiirlerinden övgüyle bahseder. Sunay Akın’ın Türk edebiyatının ünlü şairi Cemal Süreya ile tanışması ise 7 Mart 1986 gününde olur. Akın, bu tarihi hiç unutmaz, çünkü o gün evlilik günüdür! Damatlık takım elbisesi içindeki Sunay Akın’ı tebrik kuyruğuna giren Cemal Süreya, yanındaki bir arkadaşına şunu söyler: ” Sunay’ın bugün ikinci mutluluğuna doğru yürüyoruz.”
Sunay Akın, edebi çalışmalarından, araştırmalarından oluşturduğu tek kişilik sahne oyunuyla da 2000 yılından beri tiyatro severlerin karşısındadır. Bir saate bin kitabı sığdırdığı, izleyiciyi güldüren, hüzünlendiren ve aydınlatan gösterisini yurt içi ve yurt dışında yüzlerce kez sahneler. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Müjdat Gezen Tiyatro Okulu’nda dersler veren Sunay Akın, “Ve şaire… Ve şaire…” adlı radyo programı ve “Mahya Işıkları”, “Yaşamdan Dakikalar”, “Sunay Akın’la Hayat Deyince” adlı televizyon programlarını hazırlayıp sunmuştur.
23 Nisan 2005 tarihinde, ailesine ait tarihi konakta İstanbul Oyuncak Müzesi’ni kuran Sunay Akın, aydınlanmayı şu sözüyle anlatır: “Bilim ve sanat bir kuşun iki kanatı gibidir. Bu iki kanatı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Kullanamayanlar ise tavuğa dönüşür. Tavuk toplumlar önlerine atılan yemleri gagalarken, arkadan yumurtaları alınır!”
Konuşma Konuları
Yayınlanmış Eserleri
Danışmanlarımız, aradığınız mükemmel konuşmacıyı bulmak ve vizyonunuzu gerçeğe dönüştürmek için gereken uzmanlığa ve bilgiye sahiptir.